google tarihcesi
Her Şey Nasıl Başladı1995 - 1997
Google'ın kurucuları Larry Page ve Sergey Brin ilk tanıştıklarında 24 ve 23 yaşlarında üniversiteden yeni mezun olmuş gençlerdi. İlk başlarda konuştukları her konu hakkında zıt görüşleri savunmuşlardı ancak bu ikilinin ortak düşündüğü bir konu vardı: İnternet üzerinde bulunan tonlarca verinin bir şekilde sınıflandırılması ve arandığı zaman kolayca bulunabilmesi.
1996 yılında beraber çalışmaya başlıyorlar ve "BackRub" adını verdikleri arama motorunu geliştiriyorlar. Eski düşük seviye bilgisayarlardan kurdukları sunucu ortamı için üniversiteye yeni gelen parçalar arasında ödünç alabilecekleri parçalar bulabilmek o zamanlar için büyük nimet sayılıyor.
Aradan geçen bir yıl içerisinde bağlantıların çözümlenmesi için BackRub'ın getirdiği yeni yöntem gittikçe daha fazla ün kazanmaya başlıyor.
1998
Larry ve Sergey çalışmalarını geliştirmeye devam ediyorlar ve pazarlık ederek satın aldıkları terabyte kapasiteli diskleri Larry'nin yurt odasına yerleştiriyorlar böylece Google'ın ilk veri merkezi hayata geçmiş oluyor. Bu arada Sergey de potansiyel müşterilere ellerindeki ürünü anlatıp proje için kaynak sağlamaya çalışıyor. Ancak o zamanlar yükselişte olan ".com" şirketleri bile bu işe pek sıcak bakmıyor.
Hatta görüşülen potansiyel alıcılar arasında Yahoo'nun kurucularından David Filo da var ve genç iki arkadaşa projelerini kendilerinin geliştirmelerini ve belirli bir noktaya geldikten sonra müşteri aramalarını tavsiye ediyor.
Büyük oyuncuların ilgisini çekemeyeceklerini anlayan Sergey ve Larry kendi başlarına devam etme kararı alıyorlar ancak veri merkezini kurmak için kredi kartlarına yüklendiklerinden para sıkıntısı yaşıyorlar.
Tam bu sırada şansları geri dönüyor ve Sun Microsystems'in kurucularından Andy Bechtolsheim'la kısa da olsa bir görüşme ayarlayabiliyorlar. Yaptıkları sunumun sonunda Andy'nin bir yere yetişmesi gerektiğinden ikiliye aceleyle 100.000 $ değerinde bir çek yazıp ayrılıyor. Google Inc. adına yazılan bu çek ortada henüz öyle bir firma olmadığı için uzun süre bozdurulamadan bekliyor.
Eylül 1998'de üç kişilik kadroya sahip şirketlerini bir arkadaşlarının garajına yerleştiriyorlar. Bu arada günlük 10.000 arama sayısına yaklaşan beta aşamasındaki site gazetelerin ilgisini çekmeye başlıyor. Aralık 1998'de PC Magazine, en iyi 100 internet sitesi ve arama motoru arasında Google'ı da gösteriyor. Böylece Google gittikçe artan bir hızla tanınmaya başlıyor.
1999
Hızlı bir büyüme sürecine giren şirket sekiz elemana ve günde 500.000 sorguya erişiyor. En sonunda geliştirilmesi başlangıç için tamamlanan site 21 Eylül 1999'da beta yazısını kaldırıyor.
2000
Googleplex adını verdikleri ve şu anda da kullanılan şirket merkezinde yazının ilerleyen bölümlerinde daha ayrıntılı anlatacağımız yeni bir çalışma anlayışı gelişiyor. Hikayenin devamını zaten biliyorsunuz. Google şu anda günde 200 milyon sorguya cevap veren ve 500'den fazla çalışanı olan büyük bir şirket haline geldi.
Merak edenler daha ayrıntılı şeklini İngilizce olarak bu bağlantıda bulabilirler.
Google'ın Arama Teknolojisi
Geleneksel arama motorları aranılan kelimenin her hangi bir sayfada kaç kere geçtiğini esas alarak çalışır. Google biraz daha farklı bir yöntem izliyor ve genellikle yarım saniyeden kısa bir sürede yapılan hesaplamalarla insan katkısı olmadan sonuçlar karşınıza getiriliyor. Bu teknolojinin temelinde, Larry ve Sergey tarafından geliştirilen, PageRank ve Hypertext Eşleme Çözümlemesi teknikleri yatıyor.
PageRank
Bu yöntem, internette bulunan sayfaların, 500 milyondan fazla değişken ve üç milyardan fazla terimle hesaplanarak, tarafsız bir şekilde seviyelendirilmesidir. PageRank yöntemi bağlantıları saymak yerine onları sınıflandırma amaçlı kullanır. Örnek vermek gerekirse sayfa A'dan sayfa B'ye verilen bir bağlantı sayfa A'dan sayfa B'ye verilen bir oy şeklinde algılanır. Google bu oyları karşılaştırarak sayfaların önemlilik seviyesine karar verir.
Ayrıca oyları (bağlantıları) veren sayfaların seviyesi de hesaba katılır. Yani yüksek seviye bir sayfadan verilen bağlantının ağırlığı daha fazla olur. Bu yöntem tarafından onaylanmış ve tamamen dinamik şekilde belirlenen seviyelere göre bir Google araması yapıldığında seviyesi yüksek olan sayfalar diğerlerine göre daha yüksek sıralarda çıkarlar.
Google kesinlikle kendi çalışanlarını bir sayfanın önem sıralamasını belirleme işleminde kullanmıyor. Buna bir örnek vermek gerekirse arama bölümüne başarısızlık anlamına gelen "failure" kelimesi yazılıp aratıldığında birinci sırada Amerika Başkanı George W. Bush'un Beyaz Saray internet sitesindeki sayfası çıkıyor. Bu durum bir süre önce e-postalara konu olmuştu ve elden ele dolaşmıştı. Gelen tepkiler üzerine Google'dan yapılan açıklamada sayfa önceliklerinin tamamen kendiliğinden belirlendiğini Bush ve başarısızlık kelimesinin internet üzerinde çok fazla yan yana kullanılmasından ve internet üzerinde pek çok sayfanın Beyaz Saray'ın internet sitesindeki bu sayfaya bağlantı vermesinden dolayı böyle bir sonuç çıktığı belirtilmişti.
Google'ın böyle bir yöntem kullanmasından dolayı kendi seviyelerinin artması ve arama motorlarında ön sırada çıkabilmek açısından bazı firmalar diğer yüksek seviyeli sayfalara kendi bağlantılarını koymaları için para bile ödüyorlar. Belki dikkatinizi çekmiştir bu amaçla kullanılmak üzere bazı sayfalarımızın alt kısmında yan yana üçerli gruplar halinde bağlantılar (backlink) yer alıyor.
Hypertext Eşleme Çözümlemesi
Yine geleneksel arama motorlarının tersine Google hypertext (yardımlı metin) tabanlı bir arama motoru. Yani bir sitede bulunan bütün yazıların yazı karakterine, bulundukları yerlere ve alt gruplarına bakarak o sayfa hakkında karar veriyor. Ayrıca söz konusu olan sayfalara komşu sayfaları da bu çözümleme sürecine katıyor. Bu derinlemesine etkili veri çözümleme tekniği sayesinde Google yapılan aramaya en yakın sonuçları karşımıza çıkarabiliyor.
Burada anlatılanlar Google'ın kullandığı tekniklerin en temel olanlarının basitçe anlatılmış halleri aslında süreç çok daha karmaşık. Günümüzde eğer bir sayfanın devamlı okuyucusu değilseniz büyük ihtimalle aradığınız bir bilgiye arama motoru sayesinde ulaşıyorsunuzdur. Bu yüzden arama motorlarında ön sıralarda çıkan sitelerin okunma oranı da daha fazla oluyor. İşte sırf bu amaçla yani sizi arama sonuçlarında daha yüksek seviyelere getirmek için çalışan yeni bir meslek doğdu: Arama Motoru Mühendisliği. Bu kişiler Google'ın ve diğer arama motorlarının ne tür şeylere dikkat ettiğini çok iyi biliyorlar ve sayfanızı nasıl yapmanız gerektiğini size söylüyorlar. Bir çeşit danışmanlık hizmeti gibi düşünülebilir. Ancak internet üzerinde bunu yaptığını iddia eden pek çok kişi var. Google'ın arama motorunda devamlı değişiklikler yaptığını ve sürekli yeni özellikler eklediğini düşünürseniz bunların büyük çoğunluğunun uydurma veya yetersiz olduğu sonucuna varabiliriz. Bu yüzden kendisinin bu konuda bilgili olduğunu söyleyen kişilere dikkat etmenizde fayda var çünkü Google resmi olarak böyle bir yetki veya sertifika kesinlikle dağıtmıyor.
Google'de çalışmak için 10 neden:
Yazının başında belirttiğimiz iş yapış şeklinde ve felsefesinde temel farklılıkları biraz daha iyi görmek, Google'ın çalışma ve yönetim alanında getirdiği yenilikleri, çalışanlarının yaratıcılıklarını nasıl ateşlediklerini anlamak açısından iş başvuru sayfalarında bulunan Google'da çalışmak için on neden kısmına bakmak gerekiyor.
Yardım eli uzatın: Her ay milyonlara ulaşan ziyaretçisiyle günlük hayatımızın bir parçası olan Google, insanları aradıkları bilgiye kolayca ulaştırarak hayatı eğlenceli hale getiriyor.
Hayat güzeldir: İşe yarayan ve çalışan bir şeyin parçası olmak gerçekten önemli bir tatmin unsuru.
Değerli olduğunu hissetme en iyi motivasyondur: İçerisinde bedava doktor, dişçi, masaj, yoga; profesyonel iş geliştirme imkanları, gündüz bakımevleri istediğiniz kadar yiyecek gibi bir sürü güzel özelliğin bulunduğu eğlenceli ve yaratıcı bir iş ortamı.
İş ve oyun bir birinden ayrı olmak zorunda değildir: Aynı anda hem kod yazmak hem de gol atmak mümkündür.
Çalışanlarımızı seviyoruz ve bunu bilmelerini istiyoruz: Çeşitli sağlık programları, çalışanlara dağıtılan hisse senetleri, annelik ve babalık izni gibi çalışanlarımızın rahatına ve geleceğine yönelik pek çok imkan sunuyoruz.
Yenilik bizim için önemlidir: En iyi teknoloji bile geliştirilebilir. Her an kullanıcılarımız için daha hızlı, daha kullanışlı ve gereksinimlerine daha uygun hizmetler geliştirmeyi düşünüyoruz. Google, dünyanın bilgisini yönetme konusunda lider firmadır.
Her yerde iyi arkadaşlıklar: Google çalışanları arasında eski cerrahlar, yöneticiler, bulmaca şampiyonları, timsah ı ve eski askerler bulunuyor. Önceki iş hayatları ne olursa olsun Google çalışanları iş yerini eğlenceye dönüştürüyor.
Dünyayı birleştiriyoruz: Dünya üzerinde her ülkeden ve her dilden pek çok kullanıcı bizim hizmetlerimizden yararlanıyor. Sadece küresel düşünmekle kalmıyoruz aynı zamanda hareketlerimize de bunu yansıtıyoruz.
Cesaretle kimsenin daha önce gitmediği yerlere gidin: Hala çözülmesi gereken binlerce sorun var. Yaratıcı fikirleriniz bizimle önem kazanıyor. Milyonlarca insanın kullanabileceği hizmetleri geliştirmek için size imkan sunuyoruz.
Ayrıca öğle yemekleri de bedava: Her gün bedava yemek: sağlıklı, lezzetli ve sevgiyle hazırlanmış...
Görüldüğü gibi Google, çalışanlarından nasıl daha fazla verim alabileceğini ve onların yaratıcılıklarını nasıl ateşleyebileceğini çok iyi biliyor. Kendi kurdukları kurtarılmış bölgelerinde (Googleplex) iş hayatı çok eğlenceli gözüküyor. Şimdiye kadar gördüğümüz ve bize öğretilen iş hayatından ne kadar da farklı!
Her Şey Toz Pembe Değil
Yazının bu noktasına kadar Google için her şey yolunda gözüküyor. 132 milyar dolardan fazla şirket değeriyle IBM'i bile geride bırakan Google'ın olası zayıflıklarına da değinmeden geçmek olmaz.
Google'ın temel gelirleri, aramalar sırasında gösterilen sponsor bağlantılar ve içerik tabanlı reklamlardan geliyor. Burada önemli bir kaynağın olduğunu gören diğer dev firmalar da bu alanda çalışamaya başladılar bile. Bir zamanlar arama konusunda havlu atmış olan Yahoo, bir yandan mühendislerine yeniden bu konuda araştırma yaptırarak kendini yenilemeye çalışırken bir yandan da içerik temelli reklam yayıncılığına soyunuyor.
Yahoo'dan daha tehlikeli bir rakip olan Microsoft da geçtiğimiz sene içerisinde kendi arama motorunu duyurdu. Microsoft'un en büyük artısı işletim sistemi pazarını elinde bulundurması ve gelecek nesil işletim sistemi olan Vista'ya bu arama motorunu ekleyecek olması. Daha önce Internet Explorer'da olduğu gibi kullanıcılar doğal olarak doğrudan Microsoft'un aramasını kullanma eğiliminde olacaklar. Ayrıca Microsoft'un kendi içerik tabanlı reklam hizmeti sunacağı da söylenti şeklinde dolaşıyor.
Ayrıca büyük firmaların dışında Google'ın başarısının temelini kendine örnek alan ufak çaplı yaratıcı firmalar da var. Önümüzdeki yıllarda bu firmalardan birinin ilginç bir fikirle ortaya çıkıp Google'ın tahtını sarsmayacağının bir garantisi yok.
Diğer taraftan Google'ın bazı davalarla da başı dertte. Zaten bu kadar büyük bir firma olup hiçbir davaya konu olmamak pek mümkün değil gibi. Bu davaların konuları arasında patent ihlalleri ve kullanıcı bilgilerinin gizlilik ihlalleri ön plana çıkıyor. Aslına bakarsanız bu tür davalar bütün büyük firmalara karşı açılıyor ve sürecin doğal bir parçası olarak görülüyorlar.
Google'ın zayıflıkları arasında çok fazla değişik alanda hizmet çıkararak belirli bir hizmete odaklanamaması da sayılıyor. Bazı yorumcular Google'ın iyi yaptığı işler olan arama ve reklam yayıncılığı işinden çok fazla uzaklaştığını düşünüyorlar. "Beş yıl içerisinde Google'ın internet arama şirketi mi yoksa bir sürü çer çöpün birleşmesinden oluşan garip bir firma mı olacağı belli değil" gibi ciddi eleştiriler var. Google'ın sunduğu hizmetlerin listesine buradan ulaşabilirsiniz.
Son olarak bu kadar hızlı bir büyümenin kendi sorunlarını da beraberinde getireceğini söyleyen yorumları da göz ardı edemeyiz. Google kısa bir süre içerisinde çok fazla eleman alımı gerçekleştirdi ve bu kadar çalışanın verimli bir şekilde çalışıp çalışmadığının denetlenemeyeceği düşünülüyor. Ayrıca bu hızlı büyümenin şirket içinde olan bazı sürtünmeleri veya verimsizlikleri kapattığı ancak büyüme hızında biraz azalma veya tersine dönme söz konusu olduğunda bunların birden ortaya çıkabileceği iddiaları da dikkat çekici.
Burada bahsettiğimiz şeyler aslında her şirketin karşılaştığı bilinen sorunlar, sonuçta Google'ın yöneticileri de boş durmuyorlar. Eminiz ki onlarda bu yorumlardan ve eleştirilerden gerekli dersleri çıkarıyorlardır.
Yaratıcılık, Dinamizm, Sinerji
Google, çağın hızına uygun ve son derece esnek yeni bir çalışma yöntemi getirdi. Yazı içinde gördüğünüz resimler ve videolar sanki farklı bir kurtarılmış dünyada yaşıyorlarmış hissi getiriyor. Hayatın dinamik olgularını kendi kafalarına göre değiştirmeye çalışmıyorlar bunun yerine kendilerini ona uyduracak yaratıcı fikirlerle ortaya çıkarıp bunu zaman içinde geliştirme yöntemini seçiyorlar. En iyi hizmetin bile mutlaka geliştirilecek bir yanı vardır mantığıyla yaratıcılıklarını engellemiyorlar. Hatta yaratıcılıklarını kaybetmemek için en olmadık şeylerle karşımıza çıkabiliyorlar.
Son zamanlarda kulağımıza sıkça gelen kelimelerden biri de sinerji. Ne demek sinerji; eş zamanlı ve uyumlu hareketten doğan güç. Sinerjiyi yakalamak pek kolay bir şey değil. Öncelikle doğru insanlar ve doğru ortam şartları gerekiyor. Google'ın bunu çok iyi becerdiğini söyleyebiliriz.
Bilişim çağında çok hızlı değişen akımlara uyum sağlamak hatta bu akımları bizzat yaratmak için son derece dinamik bir yapıya sahip olmak gerekiyor. Çalışanların büyük kısmının gençlerden veya genç kalanlardan oluşuyor olması Google'a bu konuda önemli artı sağlıyor.
Kısacası Google'ın böylesi kısa bir zaman içerisinde büyük bir başarıya imza atmasının sırrını bu üç kelimede özetleyebiliriz: Yaratıcılık, dinamizm, sinerji...
Not: İnternet ve bilişim dünyasının şartları saniyelerle değiştiğinden yazı içerisinde geçen rakamlarda bazı değişiklikler olmuş olabilir.
ALINTIDIR.